Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali (Bursa FotoFest) kapsamında düzenlenen ‘Sosyal medyada görsel bir dil olarak fotoğraf’ konulu panelde, fotoğrafın uzmanları sosyal medyanın iş alanında sağladığı imkânları ve geleneksel medyayla arasındaki ilişkileri konuştu. Bursa’yı fotoğraf sanatının merkezlerinden biri haline getiren 3. Bursa FotoFest, Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) tüm hızıyla devam ediyor. Hüdavendigar Salonu’ndaki ‘Sosyal medyada görsel bir dil olarak fotoğraf’ konulu panelin moderatörlüğünü Zaman Gazetesi Fotoğraf Editörü ve Bursa FotoFest küratörlerinden Selahattin Sevi yaptı. Sosyal medyanın artık herkesin kullandığı bir yöntem olduğunu söyleyen Sevi, geleneksel medyanın yetmediği yerde kurtarıcı olarak görülen sosyal medyanın aslında birçok manipülasyonun da ana kaynağı olabildiğini belirtti. Fotoğrafın ise üzerinde çok tartışılan konuların başında geldiğini ifade eden Sevi, sosyal medyayı iş platformu gibi görenlerin olduğunu, bunun yanında geleneksel medyaya da alternatif olabileceğini vurguladı. Sosyal medyada foto muhabirliği Sosyal medya araçlarından Instagram’da 463 bin kişi tarafından takip edilen ve fotoğrafları anında binlerce kişi tarafından beğenilen Fotoğraf sanatçısı Mustafa Seven, 17 yıl yaptığı gazeteciliği bir süre önce bıraktığını ancak foto muhabirliğini sürdürdüğünü söyledi. Bu sürede Instagram’ı keşfederek işlerini burada paylaşmaya başladığını dile getiren Seven, 3 yıl önce kurulan Instagram’ın bir yıl önce bir milyar dolara Facebook tarafından satın alındığını ve 250 milyon civarında aktif kullanıcısı olduğunu hatırlattı. İşlerini özgürce yapabildiği için huzurlu olduğunu belirten Seven, sosyal medyayı aktif ve iş olarak kullandığını anlatan Seven, “Gazetede çalışmadığım için bir gelirim yok. Instagram üzerinden foto muhabirliğini yapınca takipçi sayısının yüksekliğine bağlı olarak reklam ajanslarının, yurtdışı bağlantılı haber ajanslarının ve galerilerin dikkatini çektim. Şuan çok sayıda yurtdışına kitap kapağı yapıyorum. Buna benzer kaynaklardan hayatımı rahatlıkla geçindiriyorum. Gayet memnunum” dedi. Facebook’u tercih ediyorum Fotoğraf editörü Yumi Goto ise Bursa’da bulunduğu için mutlu olduğunu ifade etti. Sosyal medyada en çok Facebook’u kullandığını anlatan Goto, çalıştığı kitap firmasının uluslararası fotoğraf sanatçılarıyla iletişime geçip çalışmasını istemesi üzerine Facebook’tan yararlandığını aktardı. O zaman birçok fotoğrafçının Facebook’u kullandığını farkettiğini dile getiren Goto, sosyal medyanın fotoğrafçıları bir araya getiren büyük merkez haline geldiğini ifade etti. İşlerini bu sistem üzerinden yürüttüğünü, konularla ilgilenen birçok insanla tanıştığını söyleyen Goto, “Facebook, kişisel hedeflerimi de tamamlıyor. Facebook üzerinden iş alan birçok arkadaşım var. Bu tarz kullanabilir ve imkanlar oluşturabilirsiniz. Sosyal medya üzerinden bende bazı sergiler ve festivaller için teklifler alıyorum. Hatta yeni yetenekler de keşfediyorum. Dezavantajı ise fotoğrafınızı Facebook’ta yayınladığınızda herkes onları alabilir ve istediği şekilde kullanabilir. Özel çalışmalarınız hasar görebilir. Ama yine de Facebook’u kullanmayı tercih diyorum” diye konuştu. Sosyal medya sayesinde yardımlar ulaştı Fotoğraf editörü Abdurrahman Antakyalı da 1989 yılında başladığı gazetecilikte birçok büyük değişime tanık olduğuna değindi. Eskiden fotoğrafı yönetmekte sıkıntı olmadığını, paylaşmakta zorlandıklarını anlatan Antakyalı, internetle beraber kıtlıktan gereksiz bolluğa geçiş olduğunu kaydetti. İlk kez karşılaştıkları böyle bir olay üzerine katı kurallarla güven mekanizması oluşturduklarını belirten Antakyalı, o dönem sosyal medyayı tehdit olarak algılamalarına karşın ciddi bir istihbarat kaynağı olduğunu da sözlerine ekledi. Editörlerin reflekslerini değiştirdiğini, sosyal medyayı etkin kullanan editörlerin kurumlarını yücelttiğini söyleyen Antakyalı, “Sosyal medyada kendini ifade edebilme, farklı kaynaklardan bilgi edinme süreci bizi mutlu etti. Ancak kontrol süreci hala bizler için sıkıntı. Sosyal medyanın geleneksel medyaya alternatif olduğunu da kavradık. Mesela fakir bir aileyle ilgili fotoğraf çalışması yapmıştım. Bunu çalıştığım kurumda yayınlatamadım. Bende fotoğrafları Facebook üzerinde paylaştım. Kısa sürede aileye maddi ve iş konusunda yardımlar ulaştı. Sosyal medyada ilgi görünce televizyonlar da haber yaptı. Ben sosyal medyada para kazanmadım ama gördüğümüzü paylaşarak insani sorumluluğu yerine getiriyorum” dedi.